15 49.0138 8.38624 1 0 4000 1 https://www.easmurat.com 300 0

EASMurat Aliağa FK gençlik dergisinde

Aliağa Fk dergisiyle Yaptığımız Söyleşi:

ELE AVUCA SIĞMAZ MURAT (EASM) KİMDİR?

1983 İzmir doğumluyum. Eğlenceyi, Müziği, Elektroniği ve Bilgisayarı bir arada bulduğum sektör olan radyoculuğa 1999 yılında “elektronik bölümü okul radyosunda ” başladım. O dönem Manisa’da oturuyorduk. Teknik olarak radyo yayınının nasıl yapıldığını öğrendikten sonra (kendi el yapımım radyo FM vericisi de yaparak) okulu bitirdim.

2000 yılında Manisa’daki profesyonel ve çok dinlenilen bir radyoda asıl Radyoculuk mesleğine giriş yaptım. Ardından sesimin güzel olduğunu birçok kişiden duyunca o gazla, seslendirme işine de girdim. Ajanslara, Tv Kanallarına sesimi satmaya başladım. Bu güne kadar da marka değeri yüksek Kanal D’den tutunda Atv, Star, gibi yerel, bölgesel, ulusal, alanda yayın yapan 50 kadar televizyon kanalında seslendirmeler yaptım. Meşhur yemekteyiz programı gibi ya da magazin programlarında perfore ( dış ses, anlatıcı ) olarak, markaların ve kurumsal firmaların reklam sesi, özel üniversitelerin telefon santrallerinde seslendirmeleri, mağaza içi ve gezici araç seslendirmeleri yaptım hala yapmaya devam ediyorum. Seslendirmeye dinleyenlerin gazıyla girdim dedim ama sesime onca para veren mecra olunca sesimin güzelliği tescillendi diye düşünüyorum. Yoksa beğenilmeyen bir sesi televizyon kanalı neden satın alsın ki? Ayrıca şu anki birçok radyonun da cıngıllarının da (Radyo tanıtım jeneriği) sesiyim. Kendimi çok reklam etmeyi sevmediğimden, işimi yapıp paramı kazanayım mantığında olduğum için gün yüzüne pek çıkmadım. Beni araştırıp kişisel web sayfamı inceleyenler ( www.easmurat.com ) seslendirme çalışmalarımı görenler ” aaa… O ses senmiydin ” diyorlar ardından tebrik ediyorlar. Kısaca Radyo vericisinden bilgisayarına, jeneriklerinden yayınına, reklamından montajına a’dan z’ye hayatı radyo ve ses olmuş biriyim.

** İŞİNİZDE ÖRNEK ALDIĞINIZ İSİMLER ?

İşimde örnek olarak aldığım çok isim yok, ukalamıyım neyim ki, şaka şaka… Hop Dedik Ayhan diyebilirim. Lise yıllarımda çok dinler ve beğenirdim, bence radyoculuğun duayenlerinden biri, kırmızı başlıklı kız vardı bir ara Radyo Tatlıses te, şimdilerde ne Tatlıses kaldı, ne kırmızı. Başka Emin Yüce abim ki,  (abim diyorum o derece severim ) Manisa’daki radyodan tanıdığım, radyoculuğu reklam montajını bana öğreten destek olan kişidir,  kalemi çok sağlamdır kitabı çıkmamış fakat müthiş şiirleri ve inanılmaz zekice hazırlanmış radyo reklamları yazan ve çeken biridir. Son olarak ta, ikimizde heyecanli ve enerjik konuştuğumuzdan yayın tarzımızı ve sesimizi birbirine çok benzeten olmasına rağmen, “aslında dikkatli dinleyince ne sesimiz ne tarzımız birbirine benzemeyen” hatta apayrı olan (bunu kendi aramızda da çok konuşuruz, beni dinleyip onu etiketleyen, onu dinleyip te bana mesaj atan, hatta yakın arkadaşlarımız, ailemizden insanlar bile var ) abiliğini, samimiyetini, bu işteki başarısını kanıtlamış olan Arif Güven’den bahsediyorum.

** BU ENERJİNİN KAYNAĞİ NEDİR ?

Çok net bir cevap vereyim DİNLEYENLERİM, dinleyenlerin pozitif etkileri beni olumlu yönde etkiliyor, yayına başladığımda gelen birçok mesaj programımın müdavimleri, hoşgeldin enerji kaynağımız, hoş geldin terapist, hoş geldin hipnoz edici ses, hoş geldin başkaaan, hoş geldin kral adam, hoş geldin mutfağımdaki huzur, iyi yayınlar yol arkadaşım, iyi eğlenceler gülümseme sebebimiz, iyi yayınlar beynimizi yakan adam…

Bu ve benzeri onlarca yüzlerce mesaj bunlar o programın güzel geçmesine sebep oluyor. Yayında dinleyenlerinde benimle ayni kafayı yaşadığını düşünüyorum. Doğal olarak aramızda pozitif bir çekim oluyor, buda bana yayında enerji olarak yansıyor.

** BUKADAR KONUŞACAK ŞEYİ NERDEN BULUYORSUNUZ ?

Hani bazı radyolar vardır önce müzik, sonra müzik, bir daha müzik, en olmadı yeniden müzik diyorlar ya… Kısaca ” bizde adam akıllı eğlenceli yayın yapacak programcı yok, doğal olarak sadece müzik çalıyoruz ” demenin kibarcası bence bu, insanlar günümüz çağında istediği tarzda müziğe istediği her yerden ulaşabildiğinden hatta kliplerini izleyip, dinleye de bildiğinden radyodaki programcının ( dj’in )  konuşmasını ona arkadaş olmasını istiyor. Sadece müzik isteyen  bir kitlede yok değil ama çoğunluk bunu istiyor ben dinlediğim radyo programının beni eğlendirmesini isterim, o yayıncının da bana arkadaş olmasını isterim eğer dinlediğim radyo bunu bana vermiyorsa, neden o radyoyu dinleyeyim ki ? Kısaca dinlediğim radyo beni eğlendirmeli, yayında olan programcı da bana arkadaş olmalı ( bu samimiyetle yaklaşmalı ) dinleyen bu samimiyeti yada samimiyetsizliği ukala olanı hemen algılayabiliyor. Ondan dolayı da radyocu konuşmalı. Ulusal radyolarda yayın yapan arkadaşlarımda var ismen bildiklerimde var hepsinde gördüğüm şu, kesinlikle konuşuyorlar şarkı çalmıyor adamlar. Sabit bir fonun üzerine konuşuyorlar anlatıyorlar. Bende ilgimi çeken konuları okurum araştırırım. Bunu da beni dinleyenlerle paylaşırım birde hayati sanırım biraz tiye almak gerekiyor. Yayın suresi boyunca gün içindeki sıkıntılardan sorunlardan, problemlerden uzaklaştırmayı kendime görev edindiğimden bende konuşuyorum. Konuşandan zarar gelmez, yoksa istek anons eden yada sadece müzik çalan yayıncı  “Ahmet’ten, Ayşe’ye giden şarkının kimseye bir faydası yok ” yerine eğlendiren, arkadaş dost olan yayıncı candır.

Önceki Haber
Ticari şarkı yapmadım

Bu haber 2 Temmuz 2019 Salı tarihinde ve 17:47:03 saatinde tarafından EASM, Genel kategorisine yazılmış, şuana kadar da 1.348 kişi gördü. ve EASMurat Aliağa FK gençlik dergisinde için yorumlar kapalı